21 Temmuz 2008 Pazartesi

KARAMAN'IN KASABA VE KÖYLERİ

KASABALAR:

1-AKÇAŞEHİR KASABASI (AĞCAŞAR)
2-KILBASAN KASABASI
3-KİSECİK KASABASI
4-SUDURAĞI KASABASI (SIDIRVA)
5-TAŞKALE KASABASI
6-YEŞİLDERE KASABASI (İBRALA)
7-YOLLARBAŞI KASABASI (İLİSIRA)

KÖYLER:

v ADA KÖYÜ
v AKÇAALAN KÖYÜ
v AŞAĞIAKIN KÖYÜ
v AĞAÇYURDU KÖYÜ (BUYUNTU)
v AKPINAR KÖYÜ (DAĞA)
v AĞILÖNÜ KÖYÜ (SELEREK)
v AYBASTI KÖYÜ (KEMRAN)
v BADEMLİ KÖYÜ (BAYAMLI)
v BEYDİLİ KÖYÜ
v BÖLÜKYAZI KÖYÜ (MASARA)
v BOSTANÖZÜ KÖYÜ
v BUCAKKIŞLA KÖYÜ
v BARUTKAVURAN KÖYÜ
v BOYALI KÖYÜ
v BAŞHARMAN KÖYÜ (ZENGEN)
v BURHAN KÖYÜ
v BAŞKIŞLA KÖYÜ
v BOYALITEPE KÖYÜ (GAMENİ)
v BURUNOBA KÖYÜ
v BAYIR KÖYÜ
v BOZKANDAK KÖYÜ
v ÇAKIRBAĞ KÖYÜ (DİLBEĞEN)
v ÇOĞLU KÖYÜ
v ÇAVUŞPINARI KÖYÜ (FİDERİŞ)
v ÇUKURBAĞ KÖYÜ
v ÇATAK KÖYÜ
v ÇİĞDEMLİ KÖYÜ (DAVGANDOS)
v ÇUKUR KÖYÜ
v ÇİMENKUYU KÖYÜ
v DAĞKONAK KÖYÜ (DAĞAL)
v DEĞİRMENBAŞI KÖYÜ (ERBİŞİM)
v DİNEK KÖYÜ
v DAMLAPINAR KÖYÜ (MANYAN)
v DEMİRYURT KÖYÜ (MANDASON)
v DEREKÖY (FİSANDIN)
v EĞİLMEZ KÖYÜ
v EKİNÖZÜ KÖYÜ (AŞIRAN)
v EMİNLER KÖYÜ
v ELMADAĞI KÖYÜ (AVLAĞI)
v ERENKAVAK KÖYÜ (ANAMAS)
v GÖCER KÖYÜ (GÖCER)
v GÜLDERE KÖYÜ (GÖDET)
v GÖKÇE KÖYÜ (ÇERKES)
v GÜLKAYA KÖYÜ (GÖDET AĞİNİ)
v GÖZTEPE KÖYÜ (MACIR)
v HAMİDİYE KÖYÜ
v İHSANİYE KÖYÜ
v İSLİHİSAR KÖYÜ
v KALABA KÖYÜ
v KIZILLARAĞINI KÖYÜ
v KIZILYAKA KÖYÜ
v KARACAÖREN KÖYÜ
v KOZLUBUCAK KÖYÜ
v KURTDERESİ KÖYÜ
v KAŞOBA KÖYÜ
v KURUCABEL KÖYÜ
v KIZIK KÖYÜ (GÜDÜMEN)
v MADENŞEHRİ KÖYÜ
v MEDRESELİK KÖYÜ (YENİKÖY)
v MORCALI KÖYÜ
v MURATDEDE KÖYÜ (MASTAT)
v OSMANİYE KÖYÜ (YASSIÖREN)
v ORTAOBA KÖYÜ
v ÖZDEMİR KÖYÜ
v PINARBAŞI KÖYÜ
v PAŞABAĞI KÖYÜ (GÖĞES)
v SALUR KÖYÜ
v SAZLIYAKA KÖYÜ (ESKİ GÜDÜMEN)
v SÜLEYMANHACI KÖYÜ
v SARIKAYA KÖYÜ
v SEYİTHASAN KÖYÜ
v TARLAÖREN KÖYÜ (BALAMA)
v ÜÇBAŞ KÖYÜ
v YAZILI KÖYÜ (GÖNDERE)
v YUKARI AKIN KÖYÜ
v YUKARI KIZILCA KÖYÜ
v YUVATEPE KÖYÜ (MERCİK)

6 Temmuz 2008 Pazar

KARAMANOĞLU MEHMET BEY'İ ARIYORUM

Bir ferman yayınlamıştı:
"Bu günden sonra, divanda, dergâhta,Bârgâhta, mecliste, meydanda
Türkçe'den başka dil konuşulmaya" diye
Hatırlayanınız var mı?


Dolanın yurdun dört bir yanını,
Çarşıyı, pazarı, köyü, şehri, Fermana uyanınız var mı?
Nutkum tutuldu, şasırdım merak ettim,
Dolandığımız yerlerdeki Türkçe olmayan isimlere,
Gördüklerine, duyduklarına üzüleniniz var mı?


Tanıtımın "demo", sunucunun "spiker",
Gösteri adamının "showmen", Radyo sunucusunun "diskjokey",
Hanım ağanın, "firstlady" olduğuna
Şaşıranınız var mı?


Dükkânın "store", bakkalın "market", torbanın "poşet",
Mağazanın "süper", "hiper", "gross market",
Ucuzluğun, "damping" olduğuna
Kananınız var mı?

İlan tahtasının "billboard", sayı tablosunun "skorboard",
Bilgi alışının "brifing", bildirgenin "deklarasyon",
Merakın, uğrasın "hobby" olduğuna
Güleniniz var mı?

Bırakın eli, özün bile seyrek uğradığı,
Beldelerin girişinde"welcome" çıkışında "goodbye"
Okuyanınız var mı?

Korumanın, muhafızın, "body guard",
Sanat ve meslek pirlerinin "duayen",
İtibarın, saygınlığın,"prestij" olduğunu
Bileniniz var mı?


Sekinin, alanın "platform", merkezin "center",
Büyüğün "mega", küçüğün "mikro", sonun "final",
Özlemin hasretin, "nostalji" olduğunu
Öğreneniniz var mı?

İş hanımızın "plaza", bedestenimizin "galeria",
Sergi yerlerimizi, "center room", "show room",
Büyük şehirlerimizi, "mega kent" diye
Gezeniniz var mı?

Yol üstü lokantamızın "fast food",
Yemek çeşitlerimizin "menü",
Hesabını, "adisyon" diye
Ödeyeniniz var mı?

İki katlı evinizi "dubleks",
Üç katlı komşu evini "tripleks",
Köşklerimizi "villa", eşiğimizi "antre",
Bahçe çiçeklerini "flora" diye
Koklayanınız var mı?

Sevimlinin "sempatik", sevimsizin "antipatik",
Vurguncunun "spekülatör", eşkıyanın "mafya",
Desteğe, bilemediniz koltuk çıkmağa, "sponsorluk"
Diyeniniz var mı?


Mesireyi, kır gezisini "picnic",
Bilgisayarı "computer", hava yastığını "air bag",
Eh pek olasıcalar, oluru, pekalayı, "okey" diye
Konuşanınız var mı?


Çarpıcı önemli haberler, "flash haber",
Yaşa, varol sevinçleri, "oley oley",
Yıldızları, "star" diye
Seyredeniniz var mı?
Virvirik dağının tepesindeki köyde,
"Cafe show" levhasının altında,
Acının da acısı
Kahve içeniniz var mı?

Toprağımızı, bayrağımızı,
İnancımızı çaldırmayalım derken,
Dilimizin çalındığına, talan edildiğine,
Özün el diline özendiğine,
İçi yananınız var mı?

Masallarımızı, tekerlemelerimizi,
Ata sözlerimizi unuttuk,
Şarkılarımızı, türkülerimizi,

Ninnilerimizi kaybettik,
Türkçe'miz elden gidiyor,
Dizini döveniniz var mı?

Karamanoğlu Mehmet Bey'i arıyorum,
Göreniniz, bileniniz,
Duyanınız var mı?

Bir ferman yayınlamıştı ...
Hayal meyal hatırlayıp da,
Sahip çıkanınız var mı?

20 Haziran 2008 Cuma

Karaman Resimleri

Tartan Evi



Yeni Hamam



Aktekke Kent Meydanı



Çeşmeli Kilise

Karaman İsminin Kaynağı

Karaman ilinin eski ismi Larende’dir. Şehir Selçukluların elinde iken islamlaşmıştır.
Karamanoğulları Beyliğinin kuruluşu temellerini atan Nure sufi’nin oğlu Karaman Bey’in Karamanoğlu Beyliğini teşkilatlandırması ve beylik haline getirmesi ile Karamanoğulları güçlenmeye ve sınırlarını genişletmeye başlamışlardır.
Karamanoğlu Beyliğinin kurucusu Karaman Bey’den dolayı Laranda (Larende) olan şehir 1256 yılında Karaman adını almıştır. Bu tarihten itibaren de Karaman olarak devam etmektedir.

Karaman Tarihi

Karaman’ın doğusunda ve kuzeyinde yer alan ovanın verimliliği, tarihin ilk çağlarından itibaren Anadolu’yu güneye bağlayan ticari yollardan en önemlilerinden birisinin Karaman sınırları içerisinden geçiyor olması sonucu, Karaman ve çevresinde insanlık tarihinin izleri çok eski tarihlere inmektedir.
Karaman İli Süleymanhacı Köyü sınırları içerisinde yer alan Pınarbaşı Höyüğünde yapılan kazı ve yüzey araştırmalarında bu çevrede Epi Paleolitik Devirde (M.Ö.10000-8000) yerleşme olduğu tespit edilmiştir.
Yine Pınarbaşı Höyüğünde ve Karaman İli Alaçatı Köyü sınırları içerisinde yer alan Canhasan I ve Canhasan III Höyüklerinde yapılan bilimsel kazılarda insanlık tarihinde çok önemli bir yeri olan Neolitik Devire (M.Ö.8000-5500) ait bulgulara rastlanılmıştır.
Karaman yakınındaki Can Hasan, Eski Konya Gölü kenarında kurulmuştur. Can Hasan, İbrala Deresi’nin getirmiş olduğu birikinti yelpazesinin üzerinde bulunmak taydı. Bu yerleşim merkezi de o dönemdeki verimli topraklara sahip olduğundan ilk çağ insanlarının temel ihtiyaçlarını karşılamak için de çok uygun yerlerdi. Çünkü göl kıyısında ve bataklık alanlarda bulunan yabani hayvanları avlayarak da geçimlerini sağladıkları gibi verimli düzlüklerde küçük çaplı tarımla da uğraşmaktaydılar. Eski Konya Göl’ü ilk çağlar da insanların yerleşmelerini etkilemiş ve Çatalhöyük, Can Hasan, Alibeyhöyüğü gibi yerleşmeler bu gölün kenarına kurulmuştur.
Özellikle Canhasan I Höyüğünde yapılan kazılarda ve Karaman çevresinde yer alan bir çok höyükte yapılan yüzey araştırmalarında Karaman çevresinde Kalkolitik Devirde (M.Ö. 5500-3000) çok yaygın yerleşmenin olduğu anlaşılmıştır.
Başta Kılbasan Sısan Höyük olmak üzere Karaman çevresinde yer alan bir çok höyüğün yüzeyinde yapılan incelemelerde Bronz Çağı (M.Ö.3000-1200) buluntularına yoğun olarak rastlanılmaktadır.
Tarihi Devirlerden (yazılı kaynaklardan bilgi edinilen devirler) Hititler Devrinde (M.Ö. 1800-700) Karaman Arzava adlı yarı bağımsız bir devletin sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir bu devirde önemli bir ticari ve askeri merkez konumundadır. Karadağ üzerinde Mahalaç Tepesinde ve Kızıldağ üzerinde Hititlerden kalma hiyeroglif kitabeler bulunmaktadır. Ayrıca Kızıldağ üzerinde önde yer alan ovaya ve Hotamış Gölüne hakim bir noktada Geç Hitit Kralı Hartapus’un kazıma röliyefi bulunmaktadır.
M.Ö. 7. yüzyılda Friglerin, 6. yüzyılda Lidyalıların işgaline uğrayan şehir 6. yüzyıl sonlarında Pers egemenliği altına girmiştir.
Klasik Devirlerde Lykaonia Bölgesi sınırları içerisinde yer alan Karaman’ın adının Laranda olduğu bilinmektedir. Laranda M.Ö. 322 yıllarında Hellenistik Devirde Büyük İskender’in haleflerinden Perdikkas ve Filippos’un talan ve tahribatına uğramıştır. Bundan sonra Antigon’un ve daha sonra Selevkos’un eline geçen Laranda M.Ö. I. Yüzyıla kadar Anadoludaki Hellenistik krallıkların hakimiyetinde kalmıştır.
Laranda Roma Devrinde mahalli Krallardan Derbe hakimi Antipatros’un idaresine girmiş, Galatia Kralı Amyntos’un Antipatrosu yenmesi sonucu Galatların eline geçmiştir. Laranda bu devirde de Lykaonia Birliğine bağlı önemli bir ticaret merkezidir.
Bizans Devrinde Laranda Hristiyanlığın önemli şehirlerinden birisidir. Karadağ’ın değişik yükseltilerinde ve vadilerinde yer alan ve Binbirkilise olarak bilinen örenyerinde M.S. 4. ve 9. yüzyıllar arasında yapılmış bir çok kilise, manastır, konut, bazilika, şapel, mezar yapısı, sarnıç ve askeri yapılar bulunmaktadır. Ekinözü Köyünde yer alan Derbe Höyüğü ve Taşkale Kasabası yolunda yer alan Manazan Mağaraları Bizans Devrinin bölgedeki önemli yerleşme yerleridir. Ayrıca diğer örenyerleri ve höyüklerin üst katlarında bu devre ait yerleşme katları bulunmaktadır.
M.S. 8. ve 9. yüzyıllarda Laranda Arap orduları tarafından birkaç kez kısa süreli işgal edilmiş, ancak şehir Selçuklulara kadar Bizans egemenliği altında kalmıştır.
Anadolu’nun Selçuklu Türkleri tarafından fethinden sonra Danişmend Oğullarının eline geçen Laranda M.S. 1165 yılında II. Kılıç Aslan tarafından Selçuklu topraklarına katılmıştır.
Anadolu Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubat, devletinin Ak Deniz kıyılarını güvenlik altına almak için, Türkmenlerin (Oğuzlar) Avşar Boyundan olan Karamanoğullarını Karaman, Ermenek, Mut, Gülnar, Silifke,Anamur, Mersin, Alanya ve Antalya bölgelerine yerleştirmiştir.
Anadolu Selçuklu Devleti’nin zamanla zayıflaması, özellikle Kösedağ Savaşında Moğollara yenilmesi, Anadoluda Moğol felaketinin başlangıcı olmuştur. 1260 yılından sonra zayıflayan otorite kuramayan Anadolu Selçuklu Devleti’nin yerine Moğol egemenliği hüküm sürmeye başlamıştır.
Moğol İstilası ve Anadolunun her tarafında ortaya çıkan karışıklıklar, diğer uç beyliklerine göre daha kalabalık ve askerliğe yatkın Karamanoğulları’nın devlet kurma arzularını körüklemiştir. Selçuklu ve Moğol otoritesinden kaçanların, gazi olmak isteyen gönüllülerin katılımı ile iyice güçlenen Karamanoğulları Nure Sofi adındaki Türkmen Dervişinin oğlu olan Kerümiddin Karaman önderliğinde, 1256 yılında bağımsızlıklarını ilan ederek Karamanoğulları Beyliğini kurmuşlardır.
Karamanoğulları Moğol istilasından sonra dağılan Anadoludaki Türk birliğini sağlamak için büyük mücadeleler vermişlerdir. Karamanoğlu Mehmet Bey ordusu ile 1277’de Konya üzerine yürümüş, Moğolları yenerek şehri zaptetmiş ve 13 Mayıs 1277’de ünlü Dil Fermanını ilan etmiştir: “Şimdidengeru Hiç Gimesne Kapıda Divanda Mecliste Seyranda Türk Dilinden Özge Söz Söylemesinler.”
Anadolu Selçuklu Devleti’nin 1308 yılında yıkılmasından sonra Karamanoğulları Konya ve çevresine tamamen hakim oldular. Selçuklu başkentine sahip oldukları için bu devletin mirasçısı olduklarını iddia edip Anadoludaki siyasi birliği sağlamaya çalıştılar. Bunun için Moğollarla çok uzun süren savaşlar yaptılar. Topraklarını Ak Deniz sahillerine kadar genişlettiler. 14. yüzyılın başına gelindiğinde Karamanoğulları Anadolu’daki en güçlü beylik konumundaydı. Toprakları; Karaman, Konya, Sivas, Kayseri, Niğde, Adana, Antalya, Silifke, Anamur, Mut, Ermenek, Gülnar, Alanya, Gazipaşa, Isparta ve Beyşehir’i içine alıyordu.
Bu devirde diğer bir güçlü beylik Osmanlı Beyliği idi. 14. yüzyıldan itibaren bu iki güçlü beylik karşı karşıya geldi. İki beylik arasında yaklaşık 150 yıl süren savaşlar oldu. Fatih Sultan Mehmet Döneminde yapılan bir dizi savaştan sonra 1467 yılında Karamanoğulları Beyliğine son verildi ve toprakları Osmanlı Devletine katıldı.
Larende önce Konya Vilayetine bağlı bir sancak merkezi haline getirilmiş, Kanuni Sultan Süleyman Döneminde ilçe merkezi olmuştur.
Cumhuriyetin ilanından sonra Konya iline bağlı olan şehrin Larende olan adı Karaman olarak değiştirilmiştir. 15 Haziran 1989 tarihinde çıkarılan 3589 sayılı yasa ile de Türkiye’nin 70. ili olmuştur.

5 Haziran 2008 Perşembe

Karaman'ın Koyununun Hikayesi



BİRİNCİ HİKAYE

Karamanoğullarıyla, Osmanlı Devletinin kıyasıya savaşa tutuştuğu yıllarda, Karaman halkı savaşlardan çok çekmiş; ezilmişler, evleri, barklan, malları çok zarar görmüş. O devrin uluları toplanıp, "Bu kardeş kavgasını tatlılığa bağlıyalım" diye kurultay kurmuşlar. Karaman Beyi ile Osmanlı Beyi'ni Konya'ya çağırmışlar, her iki tarafın şikayetini dinlemişler. Sözü tatlıya getirip, her iki beye de, bir daha savaş yapmamaları için yemin ettirmişler.
Karaman Beyi yemin ederken, elini koynunua götürerek: "Bu can burada kaldıkça, Osmanlı'yı kardeş bilip, kılıç çekmeyeceğime söz veriyorum" demiş. Fakat kurultaydan çıkan Karaman Beyi, kaftanının altından bir kuş çıkarıp salıvermiş ve "İşte can çıktı söz bitti" demiş. Karaman Bey'inin koynundan kuş çıkarıp salıvermesinden sonra bu darb-ı mesel halk arasında yayılmıştır.

İKİNCİ HİKAYE

1243 senesi Kösedağ savaşından ve bozgunundan sonra, Selçuklu ordusu çekilmiş, Moğol ordusu yer yer Anadolu'yu istilaya başlamıştı. Moğollar Müslüman olmadıkları için, Müslüman Türklere karşı çok düşmanca hareket ediyorlardı. Kuvvetçe çok üstün durumda bulunuyorlar ve her savaşta galip geliyorlardı. Konya'yı istila ettikten sonra, Kerimüddin Karaman Bey zamanında Karaman'ın üzerine yürüdüler. Tarih takriben 1258 sıraları idi. Karamanoğlulları telaşa düştüler. Zira Moğollar kendilerine direnen yerlerde halkı kılıçtan geçiriyorlardı. Ne yapıp yapıp, bu putperest Moğolları yenmek lazımdı. Karamanlılar basit bir harp hilesi düşündüler. Netice de Moğollar'a baskın yapacaklardı. Moğol ordusu Konya üzerinden Karadağ'a doğru ilerliyordu. O tarihte Karadağ ormanla kaplı idi. Karaman askerleri koyun postuna bürünerek, bir koyun sürüsünün arasına karıştılar. Sürü ile birlikte Moğol ordusuna doğru yaklaşmaya başladılar. Moğol ordusu, sürüyü gasbetmek, yiyip içmek için bir kaç koyun yakalayıp kestiler, kızarttılar ve içkiyle beraber yemeye başladılar. Tam sızdıkları sırada, koyun postuna bürünen Karaman askerleri üzerlerindeki postları atarak, Moğolların üzerlerine çullandılar. Bir yandan da ormanda gizlenmiş bulunan esas ordu, ! Moğollara hücum etti. Bütün Moğol ordusu orada yok edildi. Tek tük kaçıp kurtulabilen Moğollar da etrafa bu deyimi yaydılar.

ÜÇÜNCÜ HİKAYE

Karaman kalesi Osmanlı ordusu tarafından sarıldığı zaman, kale içindeki halk, canını ve malını kurtarmak endişesine düşer.
Bu arada, bir sürü sahibi de sürüsünü kurtarmak hazırlığı içindedir. Sürünün, Karaman kalesi'nin dışına açılan karanlık dehlizde yolunu bulabilmesi için, keçilerin boynuzlarına yanan meşaleler takar ve bu suretle dışarıya çıkarlar.
Kaleyi sarmış bulunan Osmanlı askerleri, arka tarafta ellerinde meşaleler bulunan bir ordunun kendilerine saldırmak üzere bulunduğunu sanarak, kuşatmayı kaldırıp, ağırlıklarını bırakarak kaçarlar. Bunun bir sürü olduğunu, iş işten geçlikten sonra anlarlar, ve bu lafı çıkarırlar.

31 Mayıs 2008 Cumartesi

KARAMAN (ŞİİR)


KARAMAN

Karaman’a hasretliğim,
Üzüle üzüle bitmez
Yollar bir ip, dağlar düğüm
Çözüle çözüle bitmez….

Sabah erkekler işine,
Döner akşamın beşine
Güğümler çeşme başına
Dizile dizile bitmez

Biçim biçim fistanları,
Dile gelmez destanları,
Güz gelince bostanları,
Yazıla yazıla bitmez….
BEKİR SITKI ERDOĞAN

ŞİİR

KARAMAN’A DAVET

Gel, burda gör, düğün – dernek hayatı;
Törenlerin diyarıdır Karaman...
Türkçe’mize, o ilk özgür beratı
Verenlerin diyarıdır Karaman!

Ecdadımın rûhu sinmiş harcına,
Ömrünce didinir bir can borcuna!
Adım adım başarının burcuna
Varanların diyarıdır Karaman...

Çoktan gündüz olmuş burda geceler,
Yıldızlarla boy ölçüşür yüceler...
Gökyüzüne anıt anıt bacalar
Kuranların diyarıdır Karaman.

Uysaldır insanı koyundan bile,
Ne yalan bilirler, ne şer, ne hile;
Temiz yürekleri, hizmet aşkıyla
Vuranların diyarıdır Karaman...

Bir de gönül ehline sor burayı,
Bilen mekik dokur açmaz arayı
Merhem çalıp, nice onmaz yarayı
Saranların diyarıdır Karaman.

Vermemiş özünden zerrece kayıp,
Küskünlük suç burda, dargınlık ayıp
Birbirlerini gece gündüz arayıp
Soranların diyarıdır Karaman...

Özde umut yeşil, gözde nem yeşil
Burda kazanılmış bir kıdem yeşil.
Emeğinin ödülünü yemyeşil
Görenlerin diyarıdır Karaman...

Kafaca uyumlu gönülce derin
Fedakârlığına siz karar verin
Saat başı kalkan otobüslerin
Trenlerin diyarıdır Karaman.

Bekir Sıtkı’m ziyaretin kuralı
Bol fatiha; yatırlar var sıralı...
Taptuk burda, Yunus Emre’m buralı;
Erenlerin diyarıdır Karaman...

BEKİR SITKI ERDOĞAN

26 Mayıs 2008 Pazartesi

Karaman'ın Coğrafi Konumu

Karaman 37.11 kuzey enlemleri, 33.15 doğu boylamları arasında İç Anadolu bölgesinin güneyinde yer alır. Kuzeyinde Konya, güneyinde Mersin doğusunda Ereğli, güneydoğusunda Silifke, batısında Antalya yer alır. Deniz seviyesinden yüksekliği 1033 metredir. Yüzölçümü 9590 km2’dir. Merkez il nüfusu 106 bindir.
Toplam nüfus ise 220 bindir. Yüzölçümü bakımından Türkiye genelinde 34. Merkez ilçe nüfusu bakımından 27 ilden büyüktür.
İklimi yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve yağışlı geçer. Son yılların yağış ortalaması 350 mm’dir.
Karaman genelde ova görünümündedir. Ova merkez ilçenin kuzeyindedir. Ovanın yüzölçümü 1400 km2’dir. Ovanın doğu ve güney bölümü alüvyonlu toprakla batı ve kuzey batı bölümü kolüvyol toprakla kaplıdır.
Son yıllarda yapılan gölet ve sulama kanalları ile tarıma daha bir canlılık gelmiştir. Ovada kuru tarım yapılan bölümlerde tahıl türleri, sulu tarım yapılan bölümlerde ise sanayi bitkileri yetiştirilir.
Anadolu’da medeniyetin gelişim safhalarında Karaman bulunduğu yer itibarıyla önemli bir tarım ve hayvancılık merkezi geçit yeri olmuştur.
Hititler bütün komşularıyla münasebetlerinde Konya-Karaman yolunu takip etmişler. İranlılar ise Yunanistan’a olan seferlerinde ve İskender seferinde Karaman ovasından geçerek Suriye’ye ulaşmışlardır. Seferlerin buradan yapılmış olmasının sebebi Karaman’da bu devirde münbit bir arazi ve gelişmiş bir tarım hayatının bulunmasıdır.

DAĞLAR-PLATOLAR-OVALAR
Karaman il sınırları içeresinde bulunan arazinin üçte ikisi dağlıktır. İlin en yüksek dağı, Sarıveliler ilçesinde bulunan, Orta Toroslardaki Yunt Dağı'dır ve yüksekliği 3227 metredir. Ayrıca, il merkezinin 20 Km. kuzeyinde bulunan Karadağ, 2271 metre yüksekliğindedir. Sönmüş bir volkanik dağdır.
İl merkezi ovada kurulmuştur. Hemen güneyinde Torosların uzantıları yeralır. Mut yönünden Akdenize, merkez Toroslar üzerinde, önemli bir geçit olan Sertavul Beli (Geçidi), İç Anadolu'yu Akdeniz'e bağlayan önemli geçitlerden biridir. Daha güneyde ve görkemli Orta Toroslar'm üzerinde, Ermenek, Başyayla ve Sarıveliler ilçeleri yeralmaktadır. Bu bölgede yer alan Göksu Nehri'nin iki ana kolu, Orta Toroslarla birleşerek, dik ve derin uçurumlu Taşeli (Klikya) platosunu oluşturmaktadır.
Kazımkarabekir ilçesinden güneye inildiğinde, yine Toroslara ulaşılır. Buranın en yüksek dağı Hacıbaba Dağı ile, doğusunda yeralan Musa, Yülek ve Çavdarlı tepeleri, daha güneyde, Toroslara dahil Geyik ve Bolkar Dağları'na ulaşılır.
Ayrancı ilçesini kuşatan dağlar; Bolkar, Bozoğlan, Musa, Meke ve Çakırdağ silsileleridir. Toroslara dahil bu dağların arasındaki "Tarihi Mara Yolu" ndan İçel iline ulaşma olanağı mevcuttur.
Karaman etrafında bulunan dağların ve Karadağ çevresinde, ovada yeralan iç denizin kıyı kesimlerinde, falezlere rastlanmaktadır. Bu falezlerin (Taraça, Seki) diklikleri l ile 10 m. arasında değişmektedir. 900-995-1010 m. yükseltilerde yeralmaktadırlar. Jeolojik devirlerde bu falezler, Karaman-Konya-Ereğli havzasındaki iç denizin seviye değişmelerine bağlı olarak meydana gelmiştir.
Bu havzada yeralan Karadağ, andezit ve dazit intifalarından meydana gelmiş; intifalar, bazaltik lavların çıkışı ile son şeklini almıştır. Karadağ, esas itibariyle büyük bir koni görünümündeyse de, aslında üç koninin birbirleri ile kaynaşmasından meydana gelmiştir. Bu üç koni, Karadağ'ın en yüksek noktası Mihaliç Tepe (2271 m.); bunun kuzeyindeki, Baştepe ve doğusundaki Kızıltepe konileridir. Baştepe'nin üzerinde, çapı 150 m. olan bir krater bulunmaktadır.
Karadağ'da yeralan kraterlerin en büyüğü, büyük bir kısmı tahrip olan Mihaliç konisi üzerindedir. Bu kraterin uzun ekseni 500 m. ve genişliği 600 m.dir. Bu konilerin yaşları da aynı değildir. En yenisi Baştepe konisidir. Zira, çok daha yüksek Mihaliç tepe konisinin zararına, onu kısmen parçalıyarak çıkmıştır. Bölgede bulunan diğer volkanik koniler ise trakit, andezit tüfleri ve hematit cinsi tüflerden oluşmuştur.
BAŞLICA DAĞ ve TEPELER

DAĞIN ADI YÜKSEKLİĞİ İLÇESİ BAĞLI OLDUĞU DAĞ GRUBU ÖZELLİĞİ
Hacıbaba Dağı 2,481 K.K.Bekir Orta Toroslar Tektonik
Yunt Dağı 2,327 S.Veliler Orta Toroslar Tektonik
Karadağ 2,271 Merkez Orta Toroslar Volkanik
B.Koçaş 2,158 S.Veliler Orta Toroslar Tektonik
Azıtepe 2,149 Merkez Orta Toroslar Tektonik
Göktepe 2,082 S.Veliler Orta Toroslar Tektonik
Kurtoğlu Te. 2,073 S.Veliler Orta Toroslar Tektonik
Turansa Dağı 2,045 S.Veliler Orta Toroslar Tektonik
Belenyurt 2,010 S.Veliler Orta Toroslar Tektonik
Savdat Beli 2,003 Ermenek Orta Toroslar Tektonik
Yaman Tepe 1,975 S.Veliler Orta Toroslar Tektonik
Karaduvar 1,946 Ermenek Orta Toroslar Tektonik
Yılanlı Tepe 1,936 Başyayla Orta Toroslar Tektonik
K.Sınat Tepe 1,925 Ermenek Orta Toroslar Tektonik
Asar Dağı 1,553 Ermenek Orta Toroslar Tektonik

Karaman ilinin iki önemli ovası bulunmaktadır. İl merkezinden Konya ve Ereğli'ye doğru deniz seviyesinden 1000-1050 m. yükseklikte verimli "Karaman Ovası" yeralmaktadır. Alanı 600 kın olan ovada, tarıma engel olmayacak şekilde hafif dalgalanmalar ve insan eliyle oluşturulmuş büyükler bulunmaktadır. Diğer bir ova "Ayrancı Ovasıdır. Ovanın genişliği 375 km; deniz seviyesinde yüksekliği ise 1010 - 1026 m.